Güncelleme Tarihi:
Sporculuk, sanatçılık, yazarlık, fotoğrafçılık... Bunca şeyi bir potada eritebilmenin motivasyonu nedir?
-Kitap yazmak, spor yapmak kadar zor. Yazarken vücut iki parmak ve akıl arasında kalıyor ve tembelleşmeye başlıyor. Tembelleşmek yazarın ruh haline yansımasın diye sporla beraber yürütmeli. Yazmak için geçerli olan, belgesel, tasarım, matematik için de geçerli. Mottom sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Kutsal doğa ziyaret ettiğim mabetim. Doğa ziyaretlerimde gördüklerimi başkalarıyla paylaşmayı seviyorum. Ama insanlar o kadar meşguller ki, bir metre ötesinde ne olduğunu fark etmiyor. Mesela bir gün 8600 metrede, güneşin doğuşunun görülmemiş bir açısını gördüm. Fotoğraf mı çekmeliyim, yoksa o anı zihnimde mi saklamalıyım. Güneşin ‘yatay doğuşunu’ gördüğüm o anda sadece durdum ve huşuyla izledim.
Dağlara bile onunla tırmanacak kadar bisiklet meftunu nasıl oldunuz?
-Çocukken Fatih’te mahallenin maskotu ve gururu, benim de inanılmaz sevdiğim, rol modelim olan bisiklet yarışçısı vardı. Orhan abi. Orhan abi Kıbrıs’ta şehit olunca herkes yıkıldı. Ben de onun yere düşen bisikletini umutları en yükseklere çıkarayım diye aldım, bırakmadım! Ölüm gibi elem bir acıya çare bulmadığım zaman, yaşamaya daha çok sarılıyorum. Bu yüzden çok yönlüyüm.
Bisikletiniz ve siz, yekpare bütün müsünüz?
-Tepesinde kilometrelerce yol gidersiniz, sizden başkasına muhtaç değildir. Giderken ormanların kokusunu, yapraklarının hışırtısını hissedebilirsiniz. Yokuş aşağıya inerken sizi çocuklar gibi eğlendiren bir oyuncağınız olsa, onu bir saniye bırakır mısınız? Onsuz olamayacak kadar bütünüm.
Dağın neresine kadar bisikletle çıkabiliyorsunuz?
-Everest’e ilk tırmanışımda bisikletle 6400 metreye kadar çıktım. Ondan sonrasına müsade etmediler. Nepal Turizm Bakanlığı’ndan alınmış özel iznim vardı. Fakat Nepal Orman Bakanlığı’ndan görevliler 5300’den sonra tırmanışımı engellemek istediler. Onlarla kedi- fare oyunu oynadık. Kaçarak tırmanmaya devam ettim. 6400 metrede yakaladılar. Askerler vepolisler geldi, bisikletimi tutukladılar. Tek başımaydım, münakaşa ettim, açlık grevine girerim dedim. Olmadı. “Ya artık bisikleti bırakırsın ya da bir daha asla Everest’e yaklaşamazsın” dediler. Mecbur sonrasında tek devam ettim. Everest zirvesi 8848 metre, K2 8611 metre. Aradaki bir kaç yüz metre çok mühim. Fakat K2 çıkış ve inişlerde daha zorlu. Hava, teçhizat ve beden hazır ise çıkılmayacak yer yok. Everest’e kıyasla K2’de izin almak daha kolay. Binemediğim yerde bisikleti başımın üstünde taşıyorum. Kolay pes etmek yok. K2 için hedefim sonuna kadar gitmek.
İki kere bisikletle Everest’e tırmandınız, nasıl geçti?
İkinci seferimde, dağ köylerinin içinden geçerken ne kadar çocuk varsa peşime takıldı. Onlarla baş etmek için çocuk oldum, olmadı. Abi oldum, olmadı. Amca oldum, olmadı. En sonunda cebimden sapanı çıkardım boş yere nişan aldım. Aşağı doğru keçiler gibi kaçıştılar. Manzara öyle tatlı ve komikti ki dakikalarca güldüm. Güldüm diye bunlar, dağın arkasından tırmanıp tekrar önümü kestiler. Hepsi bacak kadar ama cesurlar. Tekrar sapanı çıkardım. Bunlar paldur güldür kaçıyorlarken sapanla şeker fırlattım. Biri anladı, diğerlerine seslendi. Şekerleri toplayışları öyle güzeldi ki... O anda çocuklar için bisiklet projesi düşledim. Arkadaşlarımdan birinin de hayaliymiş, onla beraber görev edindim. “Tek Başına Zirve, Bisikletle Everest’e” kitabımın satışından gelecek parayla, dağ köylerindeki çocuklara bisiklet projesini başlattık. Gündemimde yolculuk dışında, K2 serüvenini belgesele çekmek ve çocuklara bisiklet projem var.
Projelerinize kimler destek veriyor?
-Yakın arkadaşlarım gönüllü olarak çalışıyor. Develet desteği yok, nasıl alınır bile bilmiyorum. İnsanların desteği manevi güç veriyor ve yükümü azaltıyor. Projelerimin masraflarını diğer yaptığım işlerlerle; enstalasyon, kitap, fotoğraf gibi karşılamaya çalışıyorum. Ucu ucuna yetişiyor ama büyük işler başarabiliyoruz.
Zirve yolunda bir gün nasal geçer?
-Güne başlarken ilk iş sorun var mı diye bisikleti incelerim. Mola yerimi hedefleyip yola koyulurum. Genel olarak 5 gün bisiklet sürüp iki gün dinlenirim.
İstanbul’dan 13 Nisan’da çıkıp, 15 Haziran’da İslamabat’a varmak planınız. K2’ye tırmanış ve inişin süresi ise 1 ay. Bu denli uzun mesafeler bisikletle bu kadarcık sürede biter mi?
-Varış sürem 64 gün. Günde 90 kilometre avaraj ile 5800 kilometre yol rahat olmasa da, başarı yüzdesi fazla olan bir yolculuk.
Hesapladığım sürelerde yapabileceğime inancım tam. Rotamdaki İran ve Pakistan’daki yollarda sorun olacağını sanmıyorum. Dilerim Afganistan’da bisiklet sürerken devlet yetkilileriyle sorun yaşamam. Tırmanış esnasında tek olmayacağım. 7 kişilik uluslararası dağcı ve yerel halktan Şerpa dağcılarıyla birlikte toplam 21 kişilik ekiple, zorlu K2 tırmanışını yapacağız.
8400 metrede dört parmağı dondu
Gezi süreci hepimizin hikayesi. Olaylı geçen ilk Everest tırmanışımda zirveden sonra, inerken 8400 metrede ölmek üzere olan bir dağcıyla karşılaştım. Ya yürüyüp gidecek ya da ona yardım etmeye çalışacaktım. Düşünmeden oksijen maskemi çıkardım ve ona verdim. Bu süreçte dört parmağımı kaybettim. Bu beni yıldırmadı. 10 Mayıs 2013’te yeniden Everest zirvesine bayrağı diktim. Gezi Parkı’nda ilk gün ordaydım. Bu sefer direniş bana oksijenini verdi.